Sayıları eşit aralıklı bir çizgi olarak gören çocuklar, yeni bir araştırmaya göre, sayıları ezberleyen çocuklara göre rakamları hatırlamada daha iyidir.
Psikoloji Bilim Dergisinde yayınlanan bulgular, çocukların sayıları görselleştirmenin, sembollerin ne anlama geldiğine dair anlayışlarını yansıttığını ileri sürmektedir.
Batılı kültürlerdeki çocuklar ilk önce sayıları öğrenince, onları soldan sağa doğru numara satırlarına yerleştirirler. Ancak yerleştirme düzensizdir: Daha küçük sayılar, satırın sonuna doğru kıvrılan daha büyük sayılardan daha uzağa yerleştirilir. Yavaş yavaş, bu yerleştirme, çocukların sayısının ne anlama geldiğini anladığına göre ortaya çıkıyor, dedi, Oklahoma Üniversitesi'nden yazar Thompson Thompson.
Thompson, "Genç çocukların bilgisi bazen etkileyici gibi gözüküyor, çünkü bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on" diyebiliyorlar, ancak Thompson bir açıklamada "dedi. "Onların sayımlarının sayıların ne kadar büyük olduğunun anlaşılmasıyla pek bir ilgisi yoktur."
Sayı çizgisi görselleştirmesinin anlama ile ilgili olduğunu öğrenmek için araştırmacılar, sol uçta "0" yazan ve sağ ucunda "20" yazan bir dizi boş sayı satırı verdi. Her çocuk 19'dan bir sayı dizisi duydu ve sayıya ait olduğunu düşündüğü sayı satırını işaretlemek zorunda kaldı.
Daha sonra, deneyci birkaç sayı içeren bir hikaye anlattı. Hikayeden sonra, araştırmacılar çocukların anılarını dört çizgi film karakteri belirtmelerini isteyerek attılar. Sonra hikayeyle ilgili sorular sordular, "Colleen kaç tane çatal yıkardı?" Daha doğrusal bir sayı çizgisi olan çocuklar hikayedeki sayıları hatırlamakta daha iyiydi.
Üç deneyde, araştırmacılar, bir çocuğun sayı çizgisinin daha bile, çocuğun sayıları hatırlamakta ne kadar iyi olduğunu buldu. Bu, okul öncesi için bir ila 20 arasında numaralar ve ilkokul çocuklarında bir ila 1000 arasında numaralar için geçerlidir.
Thompson, “Gerçekten sayılarla dolu bir dünyada yaşıyoruz” dedi. "Bazıları sadece yaklaşık olarak tahmin etmemiz gerekiyor ve diğerleri de tam olarak hatırlamamız gerekiyor. Sayıların boyutunu tahmin etme yeteneği, sayıları tam olarak hatırlama yeteneğini etkiler."
👉 Matematik öğrenme güçlüğü olarak tanımlanan Diskalkuli sorunlarında ortada zihinsel bir problem bulunmaz. Birey sadece sayı ve sembolleri kavrama alanında güçlükler yaşar. Matematiksel işlemleri gerçekleştirme ve ilişkilendirmede de güçlük yaşayan bu çocukların pek çoğu özel yetenekli bile olabiliyor.
👉 Sözel saymada yapılan tekrarlarla, sayıların sırasının sabit olmasının saymanın altında yatan bir ilke olduğu öğrenilmektedir (Haylock ve Cockburn, 2014: 41) Kardinal değer ilkesi: Bir kümedeki nesnelerin sayılması sırasında söylenecek son sayının, kümedeki toplam eleman sayısını belirtmesidir.
👉 Ordinal sayılar: Nesnenin sırasını, konumunu ifade eden sayılardır. Kaçıncı sorusuna cevap verir ve miktar belirtmez (beşinci kat, ikinci kapı, birinci sıra).
👉 Gelman ve Garistel'in sayma ilkelerine ilişkin tanımlamaları;
👉 0-6 yaş arasında da gözlemlenebilir. Ancak genellikle ilkokula başlanması ve okuma-yazma etkinliğinin başlaması ile tam tanı konur.
👉 Okurken ve yazarken satırları veya sözcükleri atlar. Sözcükleri tersten okur. Örneğin; 'kitap' yerine 'kipat' der, bazı harfler arasındaki farklılıkları tanımlayamaz ve açıklayamaz, harfleri ya da sayıları tersten algılar. Örneğin: '3' sayısını 'E' harfi, 'd' harfini 'b' harfi, '73'ü '37', şeklinde görür ve okur.
Sayı satırları, çocukların matematik kavramlarını ne kadar iyi anladıklarını gösterir.